19 Kasım 2009 Perşembe

Tebriz'de ikinci gun 11 Ekim 2009, Pazar

Pisirilmis Seker Pancari
Yunus Aga'nin kayinlariyla piknikde

Sari karpuz!!


Baklacilar Krali
Bakla dedikleri bir fasulye turu, cekirdek gibi icini yiyip kabugunu atiyorsun
Tebriz'in kapali carsisi

Kandovan'in magara evleri

Dun ogle uzeri Tebriz'e vardik. Garda bizi karsilamaya Yunus Aga'nin esi, kayinvalidesi ve kayinbabasi geldi. Kayinlarinin evine gittik, muthis bir ikram. Devamli cay servisi, sekeri kitlama iciyorlar, salonda birkac adet seker kabi her zaman mevcut. Salataligi meyve niyetine muz ve elmayla yiyorlar. Yemekleri bizimkilere benziyor. Pilava safran katiyorlar. Salatayi mayonez dokup yiyorlar. Yemek yerde yeniyor. Piknik aliskanligi muthis yaygin. Bir yere gezmeye gidilecekse hemen termoslara cay dolduruluyor, biraz meyve ve birkac cesit yiyecek bagaja atiliyor. Ozellikle cay termosu gidilen her yere beraber goturuluyor. Kandovan isimli Tebriz'in hemen disinda bir yere gittik. Burasi bizim Kapadokya'nin bir benzeri. Ayni sekilleri almis kaya formlarinda Kapadokya'da eskiden oldugu gibi insanlar yasiyor. Insanlarin hala bu kaya evlerde yasiyor olmalari ortama Kapadokya'da olmayan hos bir hava katiyor. Aksam eski adi Sah golu olan, ancak devrimle beraber Sah'la ilgili herseyde oldugu gibi bu golun adinda da degisiklik olan El Golu'ne gidiyoruz. Evde televizyonda denk geldigim bir Iran filminde eski Sah donemi canlandiriliyor ve butun halk sarhos, yozlasmis sekilde gosteriliyor. Devrimin uzerinden 30 yil gecmis olmasina ragmen Sah donemini kotuleme, devrimi yuceltme propogandalari tum hiziyla devam ediyor. Sah golu Safaviler zamaninda su rezervuari olarak tasarlanmis, Sah doneminde parka cevrilmis. Bu buyuk, yesil ve temiz parka Tebrizliler akin akin yuruyus ve piknik yapmaya geliyorlar. Iran'da cadirda kamp yapma kulturu de oldukca yaygin. Ekim ayinin ortalari ve havanin iyiden iyiye serinlemis olmasina ragmen parkta kurulu cadirlari gormek mumkun. Piknigimiz sirasinda Yunus Aga ciftlerin izlemeleri gereken kurallari ve sorumluluklarini, sahitlerin imzalarini, ve sayfalarindan birinde erkegin kadina tedarik etmeyi kabul ettigi altin miktarini da iceren evlilik cuzdanlarini gosteriyor. Ciftler evlenirken taraflar bir altin miktarinda anlasiyor, bu miktar cuzdana isleniyor ve kadin herhangi bir zaman bu miktari kocasindan talep etme hakkina sahip oluyor. Eger erkek kadin talep ettigi zaman bu miktari saglayamaz veya vermeyi reddederse hapse girebiliyor. Genelde pek uygulanmasa da soylediklerine gore arada bir haberlerde boyle bir nedenden dolayi hapise giren birini gormek mumkunmus.







Ertesi gun Yunus Aga beni sehirdeki butun turistik mekanlara goturuyor. Ayni zamanda kapali carsida dolasip arkadaslarinin dukkanlarina ugruyor ve o yokken olan bitenin haberlerini aliyoruz. Arkadaslarindan biri bizi geleneksel yemekleri Abgus yemeye goturuyor. Bu yemegi yemek oldukca mesakatli bir is. Bir tepsi uzerinde size guvecde et, nohut, sebze ve kuyruk yagi iceren bir yemek getiriyorlar. Tepside ayrica bos bir kase, ekmek ve sebzeleri ezmek icin bir havan mevcut. Once yemegin suyundan bir miktar ve kuyruk yagini bos kaseye alip iyice eziyorsunuz. Kuyruk yagi iyice ezilip suyla karisinca icine suyu cekip butun parcalar islanacak kadar ekmek parcalari katiyorsunuz, ve bu lezzetli parcalari afiyetle yiyorsunuz. Ekmek parcalari bittikten sonra guvecde kalan sebze, et ve suyu kaseye bosaltip hepsini eziyorsunuz ve ekmek banarak yiyorsunuz. Irandaysaniz mutlaka denemenizi oneririm.







Ogle yemeginden sonra Sehriyar'in anit mezarina gidiyoruz. Sehriyar Tebriz'in yetistirdigi en unlu sair. 20. yuzyilda yasayan Sehriyar hem Turkce hem Farsca siirler yazmis. En unlu siiri "Haydar Baba" sairin Haydar Baba isimli bir dagla hayat, ulke, gecmis ve gunumuz, ve daha bircok konu hakkinda konustugu destansi uzun bir siir. Sade, saf ve samimi tarziyla genis halk kitlelerine hitap etmesi bakimindan Nazim Hikmet'le benzerlikler tasiyor. Bir CD'sini aliyoruz ve Tebriz'de kaldigim gunler boyunca siirlerini dinliyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder