25 Ocak 2010 Pazartesi

Sumatra Adasi / ENDONEZYA!!!




Hindistan cevizi mangali


Endonezyalilar'la ilk temasim otobus terminalindeki guvenlik gorevlileriyle oldu. Sicak bir karsilama, birkac el satranc ve ilk Endonezyaca dersim.





Kahvehane


Pirinc tarlalari





Break dance yapan gencler


Solda agac ev odam


Mananjau Golunde gunbatimi


Endonezya kulturunun hristiyanlikla karisimi






Toba Golu ve gitar calan gencler


Ahhhh, mangonun, laycinin (lychee), salanin ve ismini bilmedigim onlarca tropik meyvenin tatli tadi. Kori ve diger soslara bezenmis balik, leziz sebzeler, tabii ki pilav ve aci biber, mutlaka aci biber. Doga veya mimari yapilar ne kadar ilgi cekici olurlarsa olsunlar, beni ilk ve en cok cezbeden sey hep yemekler oldu ve Sumatra da bana kendini yemeklerle sevdirdi. Tabii ki Sumatra'yi sevmek icin yemeklerinden baska bircok neden daha var. Insanlar samimi ve sicak kanli, ve adanin gelismemis basit yasami yerliler icin olmasa da benim gibi bir gezgin icin ilgi cekici. Sumatra ayni zamanda yolculugum boyunca en az sayida turistle karsilastigim yer oldu. Size ilk olarak nereden geldiginizi, sonra musluman olup olmadiginizi ve son olarakda Endonezyaca konusup konusmadiginizi soruyorlar. Onlara Turki'den (Endonezyaca'da Turkiye) geldigimi soyluyor, musluman geciniyor ve ogrendigim butun Endonezyaca cumleleri siraliyorum, ve aninda kanka oluyoruz. :)
Ada yemyesil tropik ormanlar, volkanik daglar ve bircok gunumu dinlenerek gecirdigim devasa krater gollerle kapli. Adanin daglik olmasinin bir dezavantaji uzuuuuunn otobus yolculuklari (yollarin berbat, otobuslerin harap durumlarida buna katkida bulunuyor). 400 km gibi 3-4 saat surmesi gereken (ben kullaniyorsam 2 saat) kisa bir yolculuk icin pek rahat olmayan bir otobusde 12-15 saat geciriyorsunuz. Ve sizi rahatsiz edecek tek sey koltuklarin kirik olmasi degil. Gorunen o ki Endonezyalilar sigarinin sagliga ve cevrelerindekilere zararlarindan bihaberler cunku herkes (sadece erkekler) otobusler de dahil olmak uzere her yerde sigara iciyorlar. Sigara kullaniminin bu kadar yaygin oldugu baska bir yerde bulundugumu sanmiyorum. Yediden yetmise butun erkekler tutturuyor. Otobus yolculuklarinin eglencelerinden biri (televizyonda gosterdikleri kulak tirmalayan Endonezya pop muzik kliplerini eglence olarak saymiyorum) otobuse kisa sureligine binip gitar calarak para toplayan calgicilar oluyor. Gitar sanki ulusal calgilariymis gibi her gencin elinde bir gitar var, gitarin Endonezya'da icat edildigini sanirsiniz. Herhangi bir otobus yolculugu boyunca en az on farkli calgici / dilenci hunerini sergiliyor. Ve isin ilginc yani insanlar bu calgicilara para vermeyi ihmal etmiyorlar. Hindistan ve Endonezya gibi fakir ulkelerde insanlarin dilencilere Amerika gibi gelismis ulkelerdekilerden cok daha fazla bagisda bulunmalari ilginc bir tezat olusturuyor. Eger gitar ulusal calgilariysa, satrancda ulusal sporlari olmali. Gittiginiz heryerde satranc tahtasiyla karsilasiyorsunuz ve bu takimlar dekoratif amacli kullanilmiyor, halk vakit gecirmek icin satranc oynuyor. Satranci sevdigim icin burada kaldigim kisa sure icerisinde bircok kez oynama firsati buldum.
Sumatra kesinlikle bir haftadan fazlasini hak ediyor ancak sadece 30 gunluk bir vizem ve Endonezya'da gormek istedigim bircok yer var. Istikamet Java adasi...

17 Ocak 2010 Pazar

Kuala Lumpur / Maleka / MALEZYA


Bir zamanlar dunyanin en yuksek binalari, Petronas Kuleleri


Modern bir cami, KL


Eski tren istasyonu, Kuala Lumpur


Cin yeni yili icin suslenen Maleka sokaklari


Kopek icin asilan ilan sadece Asya'da gorebileceginiz turden: "Bedava kopek / Insan tuketimi icin degildir"


At nali sekilli Cin mezar taslari




Geleneksel Maleka evleri






Malezya'nin en eski camisi. Uzakdogu stili cami gormek oldukca ilginc geldi.


Maleka'nin sokaklari

Kuala Lumpur beni monsoon yagmurlari ve muthis bir nem oraniyla karsiliyor. Hindistan'dan en ucuz ucak biletini Malezya'ya buldugumda burada monsoon sezonu oldugunu hesaba katmamistim. Cok uzun surmemekle birlikte gunde en az bir, bazen iki kere siddetli bir yagmura maruz kaliyorsunuz. Buradaki bir arkadasin tanimladigi uzere yagmur yagdiginda gunun kahve saati gelmis demek cunku kendinizi en yakin kapali mekana atip kahvenizi yudumlamaktan baska bir sey yapma sansiniz yok. Seyahat planlarimi etkilese de monsoon yagmurlarini gordugum icin mutluyum. Hindistan'da deneyip pek memnun kalmadigim couchsurfing sitesini Malezya'da bir kez daha denemeye karar vedim. Mesajlarima olumlu cevap veren iki ayri sahisla evlerinde misafir olmak uzere sozlestim. Kuala Lumpur'da kaldigim alti gunun dordunu bir evde ikisini diger evde gecirdim. Her iki ziyaretimde keyifli ve rahat gecti. Ilk evde aile ortaminda ev yemeklerinin tadini cikarirken ikinci evdeki genc arkadas sehrin gormedigim yerlerini gosterdi. Imkan buldukca bu siteyi kullanmaya devam edecegim.
Kuala Lumpur son derece gelismis, modern bir sehir. Cevrenizi saran Malay, Cin ve Hint kokenli insanlar disinda batidan bir farki yok. Yuzyillar boyunca Cin'den ve Hindistan'dan goc aldigi icin bugun nufusun yuzde kirkini olusturan bu azinlik gruplarin sosyal esitlik talepleri Malezya siyasetinin baslica gundem maddelerinden birini olusturuyor. Kuala Lumpur yasamak icin ideal bir sehir olsa da bir gezgin icin pek ilgi cekici olmamakla beraber couchsurfing vasitasiyla tanistigim insanlar sayesinde keyifli bir durak oldu. Malezya'nin baska gorulecek bircok yeri olmasina ragmen yolculugumun sonunda donmek uzere Endonezya'ya gecmeye karar verdim. Beni Endonezya'nin Sumatra adasina goturecek feribot yolculugu icin Malezya'nin Maleka sehrine geldim. Ilginc mimari yapilari, ulkenin en eski cami ve tapinaklariyla fazlasiyla turistik bir sehir olan Maleka'da birkac gun gecirdikten sonra bir ay kalmayi planladigim Endonezya'ya hareket ediyorum...

12 Ocak 2010 Salı

Kerala / Elveda HINDISTAN!!




Cin balik aglari








Kiralayip icerisinde konaklayabileceginiz bot evler


Gordugunuz yesil yol aslinda bitkilerle kaplanmis bir su yatagi


Kerala yerel hukumeti komunist partilerden olusuyor, dolayisiyla bu cesit ilan ve afisleri heryerde gormek mumkun






Kerala’ya vardigim ilk gun butun eyalet yerel hukumete karsi grevdeydi. Eyaletteki butun isletmeler kapaliydi ve ortama bir hayalet sehir havasi hakimdi. Hindistan’in en guney eyaleti olmasi dolayisiyla hava ulkenin kuzeyine gore cok daha sicak ve nemliydi. Gunu Ernakulam ve Fort Kochin sehirlerinin bos sokaklarini dolasarak gecirdim. Kerala yogun palmiye agaclariyla kapli tropik ormanlarin ve kiyilara sacilmis koylerin arasindan akan su kanallariyla unlu. Bu su kanallarinda harika manzaralar ve nehirdeki hayattan goruntulerle dolu sekiz saat suren bir bot yolculugu yaptim. Sakin ve huzurlu oldugu kadar bu su kanallari yerlilerin balik avlama, yikama, ulasim ve yuzme aktiviteleri sayesinde oldukca canli. Sahil seridinden guneye dogru indikce yilbasi gunu Varkala’ya ulastim. Bu kasabanin cok populer turistik bir yer oldugunu bilmedigim ve onceden otel rezervasyonu yapmadigim icin kasabaya vardigimda umitsizce otel aramaya koyuldum ancak fahis fiyatlarina ragmen kasabadaki butun otel odalarinin dolu oldugunu ogrendim. Her zaman oldugu gibi koruyucu meleklerim isbasindaydi ve otelinin terasinda bedavaya kalabilecegimi soyleyen biriyle karsilastim. Terasda acik havada dolunay altinda hayatimda yaptigim en guzel dusla yorgunlugu attikdan sonra 2010’a heyecan ve iyimserlik dolu olarak girmeye hazirdim. Yeni yila restoranda tanistigim bir Ingiliz cift ve Isvecli kardeslerle girdikten sonra polislerin sacma bir nedenle mekani kapatmasiyla bizde plajdaki kalabaliga katilip sabahin erken saatlerine kadar yeni yili kutlamaya devam ettik. Son gunlerimi edindigim yeni arkadaslarla Varkala’nin plajlarinin tadini cikararak gecirdim. Ve hizli bir sekilde (fazlasiyla hizli) yolculugumun Hindistan ayagini tamamlayip Malezya ayagina baslama vakti geldi.

Hindistan gibi, kesfedilmeyi bekleyen bircok farkli kulturu ve mekani icinde barindiran cok genis bir ulke icin iki ay cok kisa bir surecdi. Insan Hindistan’da dunyanin geri kalanindan tamamen farkli bir boyutta hissediyor ve kendini kolayca bu buyulu ortama kaptirabiliyor. Bir milyari askin insanin birlikte yasamasi mi, butun dinlerin uyum icinde varliklarini surdurmeleri mi, yemeklerde ki sonsuz sayida baharat veya sizi cevreleyen sayisiz renkler mi bilmiyorum ama siz farkinda olmadan bu ulke kaniniza giriyor ve sizi bagimlisi yapiyor. Sanirim en derin izi hepsinden cok hangi kosulda veya ne kadar fakir olurlarsa olsunlar mukemmel beyaz disleriyle ictenlikle ve futursuzca gulumseyen insanlar birakiyor. Birgun Hindistan’a geri donecegimi ve onun beni ayni coskuyla kafasini sallayarak karsilayacagini biliyorum.