19 Ocak 2014 Pazar

İSRAİL & FİLİSTİN _______ Tezatlıklar Diyarı Kudüs

Harem-üş Şerif

Kanuni döneminde yapılan şehir surlarının girişlerinden Şam kapısı

Mescid-i Aksa

Eski şehrin dar sokakları

Taze naneli siyah çay





Ağlama duvarı

Ağlama duvarı

100 farklı çeşidi satılan helvalar





Hasidiklere özgü siyah takım elbisesi ve yağmurdan korumak için naylon poşet geçirdiği fötr şapkasıyla amcamız Şabat alışverişinde

Salata ve pilavlara karıştırılmak üzere hazırlanmış kurutulmuş soğan, baharat ve tahıl karışımları

Sirtaki barda araklarımızla

Daha çok genç çiftler tarafından romantik bir akşam yemeği için rağbet gören Eldad Vezehoo Restoran

Kudüs'te ilk işimiz İsrail Müzesi'ni gezmek oldu. Devasa boyutlardaki müze sanattan tarihe, etnografyadan arkeolojiye her alanda zengin bir koleksiyona sahip. Hakkıyla gezmek için en az iki üç gün sadece müzeye ayırmak gerekiyordu ancak bizim o kadar zamanımız olmadığı için gezide en çok işimize yarayacak Ortadoğu tarihi bölümüne iki saatimizi ayırabildik sadece. Sonunda üç saatten fazla müzede kalsak da tadı damağımızda kalarak ayrıldık. Özellikle Yahudi kültürüne ayrılan etnografya bölümünü gezerek Yahudi dini ve kültürü hakkında hızlandırılmış bir kurs almış gibi oluyorsunuz. Müzeden sonra doğruca eski Kudüs'e gittik ve ilk iş dini vecibelerimizi yerine getirmek üzere Harem-üş Şerif'e girmek istedik, ancak gittiğimiz gün Müslüman olmayanlara dört gün süreyle kapanmıştı. Kös kös geri dönerken Aysun ve Senem içlerinde yatan Müslümanın farkına vardılar ve girmeye karar verdiler. Biz üç kafir erkek, girişin yakınlarında bir çaycıda naneli çay ve nargile keyfi yaparken iki mümin bayan kapıya yönelmişlerdi ki bir de baktık güvenlikçilerle hararetli bir şekilde tartışmaktalar. Ben müminlik testinden sınıfta kalıp geri çevrileceklerini düşünürken tartışmanın kışkırtıcı giyim tarzları dolayısıyla olduklarını öğrendik. Her erkeğin aklını başından alacak daracık kotlarını örttükten sonra girişlerine izin verildi ve muratlarına erdiler. Eski şehirde hayat özellikle kısa kış günlerinde erkenden bitiyor. Dolayısıyla biz de kendimizi yeni şehrin hareketli pazarlarına attık. Yahudilerin bir tam gün boyunca iş kategorisine giren herhangi bir eylemde bulunmalarının dinen yasak olduğu haftalık tatil günleri Şabat’ın başlamasına bir gün kalması nedeniyle herkes son alışverişlerini yapıp Şabat’a hazırlanmak derdindeydi. Her türlü gıdanın satıldığı büyük bir pazar alanı olan Mahane Yehuda hem değişik ürünleri tanımak hem de bu koşuşturmanın içinde yer almak için en ideal mekan. Pazarda biraz yürüdükten sonra dükkanların arasına sotelenmiş, küçük, ayaküstü bir şeyler içmelik bir bar olan Sirtaki'ye kapağı atıyoruz. Barın önüne, pazarın hemen içine koydukları masaya yerleşip incirli ve hurmalı araklarımızla (bizdeki rakının Ortadoğu versiyonu) bu eğlenceli hareketliliği seyre koyuluyoruz... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder