17 Aralık 2009 Perşembe

Tahran'a donus / Iran'da son gunler




Sabah Tahran'a variyorum ve dosdogru Tahran'da ki evime gidiyorum. Eve vardigimda Yunus'un memleketine yaptigi ziyaretten donen esi ve kayinpederiyle tanisiyorum. Kayinpeder yapmakda oldugu askerlikden izine gelecek oglunu bekliyor, onu da alip aksama memleketleri Erdebil'e donecek. Uc gundur dus alamadigim icin sanirim biraz kokmaya baslamistim, banyomu yapip temizlendikten sonra gun boyu evde dinlenip muhabbet ediyoruz. Ertesi gun Hindistan biletimi almak uzere daha once ugradigim bir acentaya gidiyorum. Acentada calisan bayanlar bana oldukca sicak davraniyorlar, once ugradigim diger butun acentalardan aldigim cevabi aliyorum, turist oldugum icin bana tek yon satamayacaklarini, gidis donus bilet almam gerektigini soyluyorlar. Nedenini tam anlayamadigim sacma bir kuraldan dolayi tek yon bilet satamiyorlar. Uzerimdeki nakit ancak tek yon bilet almaya yetiyor. Kredi karti ve seyahat ceklerini kullanamadigim icin nakit sikintisi cekiyorum. Bayanlar yardimci olabilmek icin birkac yeri ariyorlar. Saatin henuz ogleden sonra 3 olmasina ragmen Iran'da heryerin 2'de kapanmasindan dolayi telefonu acan olmuyor. Ertesi gun erkenden gelmemi, sorunuma bir cozum bulacaklarini soyluyorlar. Ertesi sabah erkenden solugu acentada aliyorum. Ayni sicaklikla beni karsilayan hanimlar beni bir sandalyeye oturtup basliyorlar bilet ayarlama calismalarina. Yaklasik dort saat suren bilet alma seansim boyunca bayanlarla girgir samata yaptik. Iran'da karsi cinsle yaptigim en samimi sohbet bu acentada gerceklesti. Karsilikli yapilan iltifatlar, bana yaptiklari evlenme teklifleri ve sayisiz kahkahalarla hayatimda yaptigim en keyifli alisverisdi. Acentanin patronu ofisinden cikinca herkes susuyor, suratlar ciddi bir ifadeye burunuyor, basortuleri duzeltiliyor ve bayanlar isleriyle ilgileniyormus gibi ben de dergi okuyormus gibi yapiyorduk, ofisine doner donmez samata kaldigi yerden devam ediyordu. Acentadan ertesi gun icin aldigim Air Arabia biletiyle BAE Sarjah aktarmali Delhiye ucacaktim ancak kaderin benim icin baska planlari vardi. Cok gulen cok aglarmis, benimde acentada katila katila guldugum saatlerin acisi yakinda cikacakti.
Tahran'a ilk geldigim gun otobus terminalinin hemen yakinlarinda havaalani oldugunu tespit etmistim, daha sonra Yunus'la yaptigimiz konusmalarda da bu onaylanmisti. Ucus gunu Tahran'in mevzu bahis bolgesine gitmek icin gerekli sureyi ve ucusdan iki saat oncesi havaalaninda olmayi da hesaba katarak evden ayrildim. Yol boyunca emin olmak icin sordugum insanlarin da yonlendirmeleriyle havaalanina vardim ki vardigim havaalaninin ic hat ucuslari icin kullanildigini, benim gitmem gereken havaalaninin sehirin cok uzak baska bir bolgesinde (daha dogrusu sehir disinda) oldugunu ogrenmemle ucagi kaciracagim kesinlesmis oldu. Aktarma ucusum ertesi gun oldugu icin Tahran'dan bir sonraki ucusu yakalamk uzere dogru havaalanina gitmeye karar verdim. Uzun bir yolculuk ve uzerimde kalan son birkac Tumen parayla yaptigim siki pazarliklar sonucu son kurusu da harcayarak aksam havaalanina vardim. Bekledigimin aksine havaalaninda hicbir havayolu sirketinin satis ofisi veya yetkilisi bulunmamasi ve ucmam gereken Sarjah'a baska ucus bulunmamasi sonucu Tahran'da kalisim kesinlesti. Gun boyu basima gelen tek olumlu olay havaalanindaki doviz burosunun sehir icindekilerin aksine Turk Lirasini bozmayi kabul etmesi oldu. Cebimde Turkiye'den kalan 20 Lirayi bozdurarak sehire donmek icin gereken parayi elde etmis oldum. Yine uzun bir yolculukdan sonra gece yarisi eve donmeyi basardim. Evdekiler beni karsilarinda gormenin saskinligini attiktan sonra hemen dosegimi serdiler ve bu kabus gibi gunu unutmak uzere basimi yastiga koydum. Ertesi sabah gozumu acar acmaz solugu internet cafede aldim ve ucak bileti arastirmaya koyuldum. Sans bu sefer yuzume guldu ve iki gun sonrasina daha once dolu olan bir ucusda yer buldum. Havayolunun Arap olmasi dolayisiyla Iran'a uygulanan ambargo olmadan kredi kartimi kullanarak internet uzerinden biletimi aldim. Tek umidim olan kredi kartimi kullanarak bileti almanin verdigi huzurla eve dondum, dusumu aldim, yemegimi yedim ve dinlenmeye koyuldum. Ucusa kadarki iki gun boyunca evden pek cikmayarak dinlendim. Ucus gunu yolu ogrenmis olmanin rahatligiyla havaalanina vaktinde vardim ve bir gun gecirecegim Birlesik Arap Emirliklerinin Sarjah sehirine ucagimi beklemekteyim.
Iran iyi bir baslangic noktasiydi. Kulturleri bizimkine cok yakin oldugu icin yumusak bir gecis oldu. Iranlilarin misafirperverlikleri sayesinde Iran'da kaldigim uc hafta boyunca tek bir gece bile otelde kalmadim ve mucizevi bir sekilde sadece 130 dolar harcadim. Iran'da muze girisleri ve ulasim sudan ucuz ancak disarida yemek icin ayni seyi soylemek mumkun degil. Ulkede bircok turk markasi mevcut, ozellikle tekstil ve giyim urunlerinin cogu Turkiye'den ithal ediliyor. Iran'da, ozellikle Tahran'da buyuk bir burun estetik ameliyati cilginligi var. burnundan estetik ameliyat olmayan bir tek Iranli genc kiz oldugunu sanmiyorum. herhangi bir gun sokakda en az 10-15 burnu bandajli kiz gormeniz isten degil. Vucutlarinin tamami kapali olmasi nedeniyle yuze verilen buyuk onem burun estetigi, ipince alinmis kaslar ve bol makyaj olarak ortaya cikiyor.
Iran'da gozden kacirmaniz mumkun olmayan bir diger olgu Iran-Irak savasinda sehit dusenlere verilen onem. Iki ulke arasinda 8 yil suren savas biteli 20 yil olmus ancak gittiginiz her yerde savasin biraktigi derin izi goremeniz mumkun. Sokaklar devlet tarafindan propoganda araci olarak kullanilan sehit fotograflari, afisleri ve tabelalariyla dolu ve evlerde kaybettileri ogullarina adanmis bir kose veya bir fotograf mevcut.
Sonuc olarak Iran'da harika uc hafta gecirdim. Insanlar inanilmaz iyiler ve ulke yabancilar tarafindan daha yakin bir ilgiyi hak ediyor. Sanirim seyahat etmek icin en guvenli ulkelerden biri Iran. Umarim bu guzel ulke Iranlilarin yasamak zorunda birakildiklari izolasyonu kirmaya yardimci olacak bircok gezgin tarafindan kesfedilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder